Türkiye yüksek enflasyonun gölgesinde Ramazan ayına girerken, özellikle gıda fiyatlarındaki artış dar gelirli vatandaşları kara kara düşündürüyor.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı resmi rakamlara göre, 2023 yılında TÜFE (Tüketici Fiyat Endeksi) yüzde 64,77 artarken, yıllık ÜFE ise (Üretici Fiyat Endeksi) yüzde 44.2 arttı. Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıklamasına göre ise yıllık TÜFE yüzde 127’yi buldu.
FİYATLAR KATLANARAK ARTTI
Ancak özellikle gıda fiyatlarındaki artış, her iki kurumun da açıkladığı enflasyon rakamlarının çok üzerinde seyrediyor. Dar gelirli vatandaşlar için satışa sunulan yardım kolilerinin bir yıllık fiyat artışı da bunun kanıtı niteliğinde.
Ekonomim.com’un yaptığı araştırmaya göre, geçen sene 150 TL’ye satılan 12 ürünlü ‘Bereket Paketi’ bu yıl 600 TL’den, 189 TL’ye satılan 24 ürünlü ‘Lezzet Paketi’ yaklaşık 950 TL’den, 269 TL’ye satılan 31 ürünlü ‘Ziyafet Paketi’ yaklaşık 1300 TL’den satışa sunuluyor. Söz konusu fiyatlar incelendiğinde artışın ortalama yüzde 300’ün üzerine çıktığı görülüyor.
Yardım paketlerinde yer alan bazı ürünlerin fiyatları tek tek incelendiğinde, aynı marka 1 litrelik ayçiçekyağının geçen sene Ramazan ayı öncesinde 19 liraya satıldığı, bu sene ise 69 lira olduğu, geçen sene 17 liraya satılan aynı marka 1 kilo pirincin bu sene 68 lira olduğu, geçen sene 9 liradan satılan 1 kilo aynı marka unun bu sene 33 lira olduğu, yine geçen sene 11 liradan satılan aynı marka küp şekerin ise bu sene 26 lira perakende olarak satışa sunulduğu görülüyor.
Ramazan sofralarının vazgeçilmez ürünlerinden hurmanın fiyatı da enflasyonun kat kat üstünde satışa sunuluyor. 2023 Ramazan ayı öncesinde kilosu ortalama 90 lira olan Medine hurması, bu sene 420 lira civarındaki fiyatıyla adeta cep yakıyor. Yine Ramazan’ın sembolü haline gelen ve geçen sene İstanbul’da 300 gramı 10 TL olan sade pidenin fiyatı henüz açıklanmamış olsa da 20-25 TL arasında satışa sunulması bekleniyor. Ramazan pidesinde de yıllık artışın yüzde 100’ün üzerine çıkacağı tahmin ediliyor.
MAHFİ EĞİLMEZ UYARMIŞTI
Ekonomist Mahfi Eğilmez, son dönemde kaleme aldığı yazısında yüksek enflasyonla birlikte Türkiye’nin ‘skimpflasyon’ (ürünün kalitesinin düşürülmesi) ve ‘shrinkflasyon’ (ürünün gramajının düşürülmesi) dönemine girdiğini açıklamasının ardından, “Bir de greedflasyon var” diyerek mal ve hizmetlerin satış fiyatının enflasyonun üzerinde artırma eylemi olarak açıklamıştı.
‘Greed’in açgözlülük anlamı taşıdığına dikkat çeken Eğilmez, şu bilgileri vermişti:
“Türkiye gibi ithalata bağımlı, dolarizasyon etkisindeki ülkelerde faiz yanlış belirlenirse enflasyonun bütün türleri aynı anda ortaya çıkar. O aşamadan sonra yalnızca faizi doğru belirleyerek enflasyonu kalıcı olarak düşürmek mümkün olmaz. Baz etkisiyle geçici düşüşler olabilir.
Bir de greedflasyon var. Greed İngilizce’de açgözlülük demek. Bu da yüksek enflasyonun yarattığı ortamdan yararlanarak mal ve hizmetlerin satış fiyatlarını enflasyonun da üzerinde artırma eylemini tanımlıyor.
Bu da dünyanın her tarafında görülebiliyor. Ne var ki enflasyonun çok yüksek olmadığı yerlerde fazla ortaya çıkmıyor.
Greedflasyonun nedeni enflasyonun yüksekliği. Bu kadar yüksek enflasyonda greedflasyon kaçınılmazdır. Faizi gerçek enflasyonun üçte biri düzeyinde tutunca bunlar kaçınılmaz oluyor. O nedenle bu durumun oluşmasında firmalardan ziyade izlenen yanlış para ve maliye politikasının etkisi var. Dolayısıyla MB’nin kabahati başkalarında aramaya hakkı yok.”
patronlardunyasi.com